İçerik pazarlamasında altın kurallar: Markalar nelere dikkat etmeli?

İçeriği sadece bir metin, bir görsel, video ya da farklı bir metadan ibaret görmek, en büyük yanlışlardan bir tanesi. Kelimenin gücünü kullanan markalar, müşterisinin satın alma kararlarına, hislerine ve diğer davranışlarına dokunabilen stratejiler geliştirerek, başarıyı yakalıyorlar. Peki içerik pazarlamasında bir marka nelere dikkat etmelidir? Kurumsal internet konusunda birçok markanın çözüm ortağı Exclion, dijital pazarlamanın en kilit oyuncularından ‘içerik pazarlaması’ konusundaki önemli noktaları bu yazıda sıralıyor.

Satış odaklı bir iletişimden uzak durun

İçerik pazarlaması, geleneksel iletişim modellerinin içerdiği yol haritalarından bağımsız bir yapı içeriyor. Bu nedenle en başta dikkat edilmesi gereken konu, klasik, ‘satış odaklı’ bir içerik iletişimi geliştirmemek. Araştırmalara göre, bir insan günde 5 bine yakın reklam görüyor. Bu reklamların önemli bir kısmı da, satış odaklı içerikler. Peki kaç tanesi harekete geçiriyor?

Video, ses, metin ya da görsel kullandığınız, hedef kitlenizi yakaladığınız bir mecrada marka olarak satış iletişimine kaymak en mantıklı yol olarak görünse de, orta ve uzun vadede müşterilerinizi kaçırmamak, iletişim dili ile yormamak adına daha farklı bir yol izlemelisiniz. İçerik pazarlama karşınızdaki kitleyi, bulunulan mecranın diliyle eğitme, satış dili kullanmadan satış etkisi yaratma ve ona zemin hazırlama sanatıdır. İlgi uyandıracak, merak ettirecek bir içerik müşterinin sayfanızı beğenmesini, müşteri temsilcisi ile iletişime geçmesini sağlayabilir. Markanızı takipten çıkartan, sessize alan bir ‘kullanıcı’ yerine, ‘sadık bir müşteri’ kazanmanın yolunu aralayabilirsiniz.

Arama motorunun gücünden faydalanın

İçerik pazarlamasının önemli bir silah olduğu tüm mecraların, farklı pozitif yönleri ve kattıkları farklı ivmeler söz konusu olabiliyor. Ancak tüm bu alt başlıklar altında, sosyal medya ve diğer kanalları ayrı tutarsak, arama motorlarının gücü konusunu daha derin bir şekilde ele almak önemli. Diğer tüm mecralardan bağımsız, onların aksine, ilgili ve bir ürüne, hizmete ihtiyacı olan kullanıcıların yer aldığı arama motorlarında markanızın görünür olması oldukça önemli. İçerik pazarlaması konusu, istenilen bilgiyi sade ve etkili bir şekilde sunan marka web siteleri, özel kampanya kurguları içeren mikro siteler ve potansiyel vaat eden tüm anahtar kelimelerde yer almanızı sağlayabilen kurumsal bloglar tarafında önemli. Eğer bir SEO stratejiniz yoksa, sosyal medya ve diğer dijital kanallarda, içerik stratejiniz çok güçlü olsa dahi, ciddi bir kan kaybı yaşayabileceğinizi söylemek zor değil.

Markaların, rakip marka isimlerine reklam vererek ilk sırada yer aldığı arama motorları, agresif bir rekabet ortamı ve satınalma kararlarında önemli bir yerde. Son birkaç aşama içinde olduğunu söylememiz de absürt olmaz.

Başkaları sizi anlatmadan, siz kendinizi anlatın

İnternette bir ürün almadan önce araştırma yapanların oranının en yüksek olduğu ülke, Türkiye. We Are Social’ın, geçtiğimiz günlerde yayınlandığı 2018 yılı küresel internet raporunda yer alan bu dikkat çekici veri, aslında içerik pazarlamasının önemini kulağımıza bir kere daha fısıldıyor.

İçerik pazarlama stratejisini, dijital kanallarda etkili bir planla yayamayan, kendisini ve ürünlerini anlatamayan markalar için maalesef tehlike çanları çalıyor. Rakip markaların blogları, şikayet sitelerinde markanız hakkında yazılanlar, kişisel bloglar, sosyal medyada ürün inceleme blogları gibi belki yüzlerce, binlerce kontrol edemediğiniz, takip edemediğiniz yorumlar ile markanızın imajı tasarlanıyor.

Etkili bir içerik pazarlaması ile, sosyal medyada kendinizi anlatabilirsiniz.

Etkili bir içerik pazarlaması ile, aranan her sorunun yanıtının yer aldığı bir blog açabilirsiniz.

Kısaca, içerik pazarlama ve dijital pazarlamanın diğer enstrümanları birbirini destekleyen, tamamlayan bir bütün ve siz kendinizi anlatmazsanız, internette başkaları sizi anlatır.

Ara!